Memenizde Kitle Var veya Meme Kanseri Tanısı Mı Aldınız? Bize Başvurun Uzman Görüşü Alın Hastalığın Evresi ve Tedavisi Hakkında Sizi Detaylı Bilgilendirelim.
Meme kanseri nedir?
Meme kanseri, memedeki hücrelerin kontrolden çıkarak büyümesi sonucu kitleye dönüştüğü bir hastalıktır. Farklı meme kanseri türleri vardır. Meme kanserinin türleri memedeki hangi hücrelerim kanseri dönüştüğünü bağlıdır.
Meme kanseri memenin farklı bölgelerinden gelişebilir bir meme genel olarak üç ana bölümden oluşur; lobüller, kanallar ve bağ dokusu. Lobüller süt üreten bezlerdir kanallar sütü meme ucuna taşıyan tüplerden oluşur. Bağdoku ise her şeyi çevreler ve bir arada tuta. Meme kanseri kanallarda veya lobüllerden başlar.
Meme kanseri kan yoluyla veya lenf yoluyla meme dışına yayılabilir. Meme kanseri şayet vücudun diğer bölgelerine yayılırsa metastaz yaptığı söylenir.
Meme Kanseri Çeşitleri Nelerdir?
Meme kanserinin en sık görülen türleri şunlardır:
İnvazif Duktal Karsinom: İnvazif duktal karsinom da kanser hücreleri kanallardan başlar ve daha sonra kanalların dışına meme dokusunun diğer bölgenin doğru büyür. Meme kanseri hücreleri vücudun diğer bölgelerine yayılabilir veya metastaz yapabilir.
İnvazif Lobüler Karsinom lobüllerden başlar. Karsinom hücreleri lobüllerden başlar ve lobüllerin yakınındaki memeye doğru büyür.
Paget hastalığı, medüler ,müsinoz ve inflamatuvar meme kanseri ise daha az yaygın olan meme kanseri türleridir.
Duktal karsinoma in situ (DCIS) ise meme kanserine yol açabilen bir hastalıktır. Kanser hücreleri sadece kanalların yüzeyindedir ve diğer meme dokularına yayılmamıştır.
Meme Kanserinin Belirtileri Nelerdir?
Meme kanseri semptomları kişiden kişiye değişebilir. Bazı kişilerde hiçbir belirti veya semptom görülmeyebilir.
Meme kanserinde bazı uyarı işaretleri şunlardır:
Göğüste veya koltuk altında ele gelen kitle,
Memenin bir kısmını kanunlaşması veya şişmesi
Meme derisinde çukurlaşma veya tahriş
Meme başının içeriye çekilmesi veya meme bölgesinde ağrı
Memenin herhangi bir bölgesinde ağrı
Memede kızarıklık
Meme başı akıntısı (kan dahil anne sütü hariç)
Memede pul pul dökülme
Memenin şekil ve boyutunda değişiklik
Bu bulguların kanserli olmayan meme dokusunda da olabileceğini lütfen unutmayın.
Sizi endişelendiren herhangi bir bulgunuz varsa bizimle iletişime geçebilirsiniz .
Meme Kanserinde Risk Faktörleri Nelerdir?
Meme kanserinde birçok risk faktörü vardır. Riski etkileyen ana faktörler yaşlanmak ve kadın olmaktır. Meme kanseri genelde 50 yaş üstü ve kadınlarda görülmektedir.
Bazen hiçbir risk faktörüne sahip olmasanız bile meme kanserine yakalanabilirsiniz.
Bir risk faktörüne sahip olmanız meme kanserine yakalanacağınız anlama gelmez. Tüm risk faktörleri benzer etkiye sahip değildir.
Çoğu kadında meme kanseri için risk faktörleri vardır ama çoğu meme kanserine yakalanmaz.
Meme kanseri için risk faktörlerine sahipseniz risk faktörlerimi azaltabileceği yöntemler ve meme kanseri tarama yöntemleri hakkında doktorunuzla görüşebilirsiniz.
Değiştirilemeyecek Meme Kanseri Risk Faktörleri
Yaşlanmak: meme kanseri riski yaş arttıkça artar. Çoğu meme kanseri riski 50 yaş üzerinde tanı almaktadır.
Genetik mutasyonlar: BRCA -1 ve BRCA -2 genlerindeki mutasyonları olan kadınlarda meme kanseri ve yumurtalık kanseri için yüksek risk bulunmaktadır.
Adet tarihleri :12 yaşından önce adet gören ve 55 yaşından sonra menopoza giren kadınlarda hormonlara maruziyet artması sebebi ile meme kanseri riski artmaktadır.
Yoğun memelere sahip olmak: Yoğun memelerde yağ dokusundan daha fazla bağ dokusu bulunmaktadır. Yoğun meme dokusu olan kadınlarda meme kanseri olma riski daha fazladır. Yoğun meme dokusundan gelişen kanserlerde mamografi ile tümörü tespit etmek daha zordur.
Meme kanseri öyküsü veya meme kanseri olmayan meme hastalığına sahip olmak: meme kanseri geçiren kadınlarda meme kanserine ikinci kez yakalanma ihtimali daha yüksektir. Atipik hiperplazi veya lobuler karsinoma in situ gibi kanser olmayan meme hastalıklarında meme kanseri riski oldukça yüksektir.
Ailede meme veya yumurtalık kanseri öyküsü: anne, kız kardeş veya kızı gibi birinci derece akrabalarda veya anne, baba tarafından meme, yumurtalık kanseri olan birden fazla aile üyesi varsa, bir kadının meme kanseri riski daha yüksektir. Birinci derece erkek akrabada meme kanseri olması da kadın meme kanseri riskini artırmaktadır.
Radyoterapi almış olmak :30 yaşından önce göğüs bölgesine radyasyon tedavisi almış olmak (örneğin, hodkin lenfoma) meme kanserine yakalanma riskini arttırmaktadır.
Değiştirilebilir Risk Faktörleri
Fiziksel olarak aktif olmamak: fiziksel olarak aktif olmayan hayatı olan kadınlarda meme kanseri riski daha yüksektir.
Obezite: Obez olan yaşlı kadınların meme kanserine yakalanma riski, sağlıklı kilolu olanlara göre daha yüksektir.
Hormon tedavisi: menopoz sırasında beş yıldan fazla süre hem östrojen hem progesteron içeren hormon replasman tedavisi alan kadınlarda meme kanseri riski artabilir. Bazı doğum kontrol haplarının da meme kanseri riskini arttırdığı bilinmektedir.
Üreme tarihi: ilk gebelik yaşı 30’un üzerinde olanlar, emzirmeyenler ve hiçbir zaman gebelik yaşamayanlarda meme kanseri riski artabilir.
Alkol içmek: alkol alanlarda meme kanseri riskim artmaktadır.
Meme kanseri riskini azaltmak için ne yapabilirim?
Sağlıklı kiloda kalın
Fiziksel egzersiz yapın
Mümkünse çocuklarınızı emzirin.
Hormon tedavisi alıyorsanız doktorunuzla iletişim halinde kalın.
Meme Kanseri Taraması Nedir ve Nasıl Yapılır?
Meme kanseri taraması hastalık belirti ve semptomlarınız görülmeden önce memenizde kanser olup olmadığının kontrol edilmesi anlamına gelir.
Meme kanseri taramaları meme kanserinin erken tanı almasına olanak sağlar.
Ülkemizde meme kanseri taraması için 40 yaşından sonra yıllık mamografi ve meme usg yapılması önerilmektedir.
Eğer ailede erken yaşta meme kanseri tanısı alan bireyler varsa bu tarama yaşları erken yaşlara çekilebilir.
Mamografi Nedir?
Mamografi memenin röntgenidir. Meme kanserini erken teşhis etmenin en iyi yöntemi mamografi taraması yapılmasıdır.
Düzenli mamografi çektirmek meme kanserini erken dönemde saptamaya olanak sağlar.
Mamogram memenin bir x ışını resmidir. Düzenli mamografi doktorların meme kanserini erken hatta üç yıl önce tanı almasını sağlayabilir.
Meme MR’ı Nedir?
Meme MR’ı memenin manyetik dalgalar ile görüntülenmesidir. Meme MR’ı meme kanserine yakalanma riski yüksek olan kadınları taramak için mamografi ile birlikte kullanılmaktadır. Meme MR ortalama risk altındaki kadınlarda kafa karışıklığına yol açacağından kullanılmamalıdır.
Klinik Meme Muayenesi Nedir?
Meme cerrahı tarafından memede koltuk altının elle muayane edilmesidir.
Meme Usg Nedir?
Memenin ultrasonla değerlendirmesidir. Bazen mamografinin tespit edemediği lezyonları meme usg saptamada daha üstün olabilir.
Meme Kanseri Nasıl Teşhis Edilir?
Meme kanseri meme usg, mamografi ve meme MR ile şüpheli lezyonlar tespit edilmesi ile tanı konulur.
Meme görüntüleme tetkik sonuçları ile şüpheli lezyonlardan biyopsi alınır ve patolojiye gönderilir ve kanser tanısı konulur.
Meme Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?
Meme kanseri türüne ve ne kadar yayıldığına bağlı olarak değişmektedir.
Ameliyat
Kemoterapi
Radyoterapi
Hormon tedavisi
Biyolojik tedavi
Meme Kanserinden Şüpheli Olguda Meme Biyopsisi Nasıl Olmalıdır?
Meme biyopsileri ince iğne, kalın iğne (tru-cut) ,insizyonel ve eksizyonel biyopsi olmak üzere dört çeşittir.
İnce iğne biyopsisi meme kanseri olup olmadığınızı tayin edebilir, sonuçlar saatler içinde patoloğun incelemesiyle belli olur .İnce iğne biyopsisinde meme kanserinin alt tipleri ve hormon profili saptanamaz .
Tru -cut biyopsi: Bu yöntem günümüzde tercih edilmesi gereken yöntemdir .Meme kanseri tanısı yanında meme kanserinin alt tipi ve hormon profili saptanır .Deneyimli kişiler tarafından yapılması durumunda doğruluk oranı %85-95 arasındadır
İnsizyonel biyopsi: günümüzde tercih edilmeyen ve bizimse önermediğimiz bir biyopsi çeşididir.
Eksizyonel biyopsi yöntemi: ince iğne veya kalın iğne biyopsi ile tanı konulamayan lezyonların temiz cerrahi sunumlarla tamamının çıkarılmasına denmektedir.
Meme Kanseri Tanısı Konulan Biyopsi Sonucunda Hangi Parametreler Olmalıdır?
Yeterli bir biyopsi sonucunda;
Kanserin türü
Estrojen reseptör durumu
Progesteron reseptör durumu
Her2 reseptör durumu
Ki-67 profilasyon indeksi olmalıdır.
Meme Kanseri Ameliyatı Önce Yapılması Gerekenler Nelerdir?
Meme kanserinin tedavisi günümüzde bireyseldir.
Her meme kanseri tanısı alan hasta önce ameliyat olması gerekmemektedir.
Bazı hastalarda örneğin hastanın tümör boyutu yüksek, koltuk altında lenf düğümlerinde metastaz var ama diğer organlarda yayılım yoksa önce neoadjuvan kemoterapi alması sonrasında ameliyat olması hastalar için daha iyi sonuçlar verecektir.
Meme kanseri tanısı almış ama uzak organlara örneğin karaciğer, kemik akciğerlere metastaz olması durumunda ameliyattan ziyade kemoterapi ,hor monoterapi alması daha doğru bir seçenek olacaktır .
Bu nedenlerden dolayı meme kanseri tanısı alan hastalarda hastaların tüm tetkikleri iyi değerlendirilmelidir. Bu hastalarda hastaların tümörlerinin boyutu, koltuk altı tutulumu ve hormon profili değerlendirilmeli ve uzak organ metastazları açısından hastalarda tüm vücudu tarayan Pet-CT gibi görüntüleme yollarına başvurulmalı ve hastaların tedavisine bu tetkikler göz önünde bulunarak karar verilmelidir.
Meme Kanserinde Hangi Hastalara Ameliyat Öncesi Neoadjuvan Tedavisi Verilmelidir?
Üçlü hormon negatif hastalığı olup t1c -t2 tümörü olan ve/veya aksiler lenf düğümü pozitif olan hastalar
Tümör /meme indeksi meme koruyucuya uygun olmayan hastalar
Aksiler lenf düğümü tutulumu olan Her2 pozitif hastalar neoadjuvan tedaviye adaydırlar.
Meme Koruyucu Cerrahi Nedir?
Meme koruyucu cerrahi meme deki kitlenin sağlam cerrahi sınırla çıkarılması ve koltuk altında lenf düğümlerine cerrahi işlem yapılması durumudur. Meme korucu cerrahi yapılan her hasta mutlaka radyoterapi almalıdır. Meme koruyucu cerrahi ile memenin tamamının alınmasının (mastektomi ) sağ kalım açısından bir farkı yoktur .
Meme Kanserinde Onkoplastik Meme Cerrahisi Nedir?
Meme kanserinde tümörün çıkarılması sonrasında geride kalan boşluğun çevrede kalan sağlam meme dokusu veya kaslarla doldurulması işlemidir .Onkoplastik meme kanseri cerrahisi sonrası hastalarda daha iyi kozmetik sonuçlar elde edilmektedir .